Yazılarımız E-Mail Adresinize Gelsin

29 Kasım 2013 Cuma




Yabancı Yayınları’ndan çıkmış olan , Jamie Mcguire ‘nin Providence Üçlemesinin ilk kitabı olan “Araf’ı” okuyup, bitirmiş bulunmaktayım.


Öncelikle ; kitabın yazı puntosu , kapak tasarımı , iç kapak tasarımı ve çevirisi iyidi . Kitap rahat bir şekilde okunuyordu. Bu benim bir kitapta önem verdiğim kıstaslardan biri /bir kaçıdır.
Kitabımız; paranormal- aşk türünde yazılmış bir kitap. Nina adlı bir kızın günün birinde babasının ölümüyle birlikte hayatının nasıl değiştiğini , onu koruyan – kollayan ve yıllardır onu seven Jared adlı koruyucu meleği ile nasıl tanıştığını ve bu tanışmanın akabinde gelişen olayları , babasının ölümünün arkasında yatan sır perdesini aralamayı çalışmasını , arkadaşlarıyla ve ailesiyle yaşadığı ilişki , aralarında ki diyaloglar, şeytanlara karşı savaşmalarını yazar o kadar güzel bir şekilde anlatmış ki kitabın çoğu yerini soluksuz bir şekilde okudum diyebilirim.

Zaten bu kadar cümleden sonra anlamışsınızdır, kitabımız aynı zaman da bol aksiyonlu bir kitap

Ve en önemlisi şuydu ; ne yaşarlarsa yaşasınlar, Nina Ve Jared’in birbirlerine karşı duydukları aşk ve sevgi. Şahsen onların aşkına gıpta ettim.

Kısacası film tadında bir kitap okumaya hazır olun.Hatta tavsiyem geceleri yatmadan öncede bu kitabı okuyun ki belki rüyanız da okuduğunuz bölümler kendiliğinden senaryolaşıp, Nina ve Jared’in o büyülü dünyasına , rüyanızda da adım atmış olursunuz (hemde görüntülü fena mı :) ) 
Okumak isteyenlere bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyor ve kitaba puanımı veriyorum ; on üzerinden dokuz puan .

Yabancı Yayınları’na bu kitabı bizlerle buluşturduğu içinde çok teşekkür ederim.Saygılarımla…

28 Kasım 2013 Perşembe



 Dalgalar Hep Aşk Getirse ile tanınan Tawna Fenske'nin  yeni kitabı, 2 Aralık 2013 tarihinde Nemesis Kitap etiketiyle raflar da ki yerini alacaktır .

Şahsen gerek kitabın konusu , gerekse cici mi cici kapağıyla ilgimi çeken bir kitap oldu.  Yayınevine bol satışlar dilerim .

TAWNA FENSKE - YALANCI ÂŞIK :

Violet McGinn, anormallikten ve soyut şeylerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışan, mantıklı bir kadındır. Belki de bu yüzden kendine meslek olarak muhasebeciliği seçmiştir. Annesi ünlü bir medyumdur ve bir gün hastaneye yatırılır. Violet, annesinin işini bir süreliğine devralmak zorunda kalır ve hiç istemese de sahte medyumluk yapmaya başlar. 

Drew Watson, yakışıklı bir bar işletmecisidir. Cumartesi geceleri barında çaldığı müzikler eşliğinde dans eden müşterileriyle ve arkadaşlarıyla mutludur. 

Chris Abbott ise her kadının hayalini kurduğu genç, yakışıklı, kibar ve başarılı bir doktordur. 

Violet birini seçmelidir. Kalbini mi yoksa mantığını mı dinlemelidir? Yolunu bulmaya çalışırken yapacağı bir hata, belki de üçünün kaderini toptan değiştirecektir.


Hyperion Kitap'tan yepyeni bir kitap daha . Konusu içimizi ısıtacak cinsten bir kitap .

Zaten yazarı Milly Johnson'ın kalemini seviyor, bu kitabı da okumayı istiyorum. Nasip tabiki de:)

Bir Sonbahar Aşkı :

Rüzgârlı mevsimin tam ortasında, dört arkadaşın ayakları yerden kesilmek üzere... Onu yerle bir eden bir boşanmanın ardından daha yeni bekâr kalmış olan Juliet Miller kendisine ait bir daireye taşınır ve otuzlu yaşlarının ortalarında uygun birisinin çıkabileceğini düşünerek bir oda arkadaşı bulmak üzere bir ilan verir. Tam pes etmişken, serbest çalışan metin yazarı Floz çıkagelir ve iki kadın bir anda kaynaşır.

Julietin iri yarı, tatlı ikiz kardeşi Guy Flozla tanışır tanışmaz ona vurulur. Ancak, onu ne kadar etkilemeye çalışsa da bunu bir türlü beceremez, yanlış üstüne yanlış yapar. Bu arada, Guyınen yakın arkadaşı Steve de eskiden beri Juliete âşıktır… Ama bu öyle bir aşktır ki, ilk başından beri karşılıksız kalmıştır. Flozla Julietin arkadaşlıkları güçlendikçe, Floz Miller ailesinin bir parçası olmaya başladıkça, acaba Guy Flozun onlara karşı hissettiği seviyi daha farklı bir şeye dönüştürebilecek, ona âşık olmasını sağlayabilecek mi? Juliet en sonunda hayallerini süsleyen erkeğin, Piersın dikkatini çekince, Stevein kalbi kırılacak mı? Sonbahar ilerledikçe, aşk hepsi için tekrar mümkün olacak mı? Yoksa geçmişin sırları bu mevsimin altın renklerini kışını soğuğuna mı dönüştürecek?
(Tanıtım Bülteninden)

23 Kasım 2013 Cumartesi



Facebook'ta Kitap Dünyasında  Güneş Çavması adlı kitap için yarışma yaparken , bir de üyelerimiz için minik bir alıntı paylaşalım dedik hem metinsel hemde  görsel olarak .

Aynı çalışmayı burada da paylaşıyorum.




ALINTI : 

Meriç nasıl ifade edeceğini biraz düşündükten sonra yavaş yavaş konuşmaya başladı.“Biz Uğur’la aşk yaratmadık. Biz beraberken aşk çıkageldi… Ya da aşk ordayken biz üstüne gittik.
Mühim olan şu: Buluştuk… Üçümüz beraberdik. Ve insan aşkı bir kez bilince, sever… Hep sever...
Neyi sevdiği önemli olmaz çoğu zaman, kimi sevdiği... Sevme halini alır insan... Ben kocamı da çok sevdim… İşimi sevdim… Çocukları, arkadaşları… Kedileri.. Köpekleri… Çiçekleri… Güneşin doğmasını…Akşam olmasını… Domatesin kokusunu… Çok üşüdükten sonra battaniyeye sarınıp kanepede yatmayı… Yağmuru… Hüzünleri… Ağlamayı… Kahkaha atmayı… Hayatın, hem komik hem hüzünlü olmasını sevdim… ”


Pegasus Yayınları etiketiyle Aralık ayında çıkması planlanan  Lodz'un Yoksulları adlı  kitap , şahsen ilgimi çekmiş durumda .

Ne diyeyim ki hayırlı olsun .

YENİ KİTAP │ Łódź'un Yoksulları / Steve Sem-Sandberg 

Şubat 1940'ta, Polonya'nın Łódź şehrinde, Naziler ikinci en büyük Yahudi gettosunu kurdular. Gettonun kalbinde liderleri, altmış üç yaşındaki Mordechai Chaim Rumkowski bulunuyordu. Gizemli bir lider olan “Kral Chaim” diğer binlerce Yahudi bir daha görülmemek üzere kaybolurken yetişkinleri ve çocukları Alman Ordusu için çalışmaya zorladı. Rumkowski, kendi halkına ihanet eden, gözünü iktidar hırsı bürümüş bir Nazi kuklası mıydı, yoksa Almanlarla işbirliği yaparak Yahudileri kurtaran pragmatik bir lider miydi? Resmî kayıtlardan yola çıkarak yazılmış, güç, uzlaşma ve yozlaşma üzerine bir destan.
Sem-Sandberg'in romanı şehrin dışında, mühürlenmiş bir hayattan bahsediyor. Yahudilere yapılan acımasızlığı, açlığı, nafile kaçış çabalarını ve Alman disiplinini nasıl empoze ettiklerini anlatıyor.

Łódź'un Yoksulları'nda, Steve Sem-Sandberg okuyucusunu Yahudi Soykırımı'nın soğuk gerçeklerine doğru bir hayli hareketli bir yolculuğa çıkarıyor.

“Sıra dışı bir roman… Bu konu önceden defalarca yazıldı... fakat nadiren bu kadar yaratıcı bir gerçeklikle... Zekice derlenmiş bir tarihî kurgu. ”
—Ian Thomson, The Sunday Telegraph

“Belki de siyah beyaz bakış açısıyla bakmaktan uzak duran ilk Yahudi Soykırımı kaydı!”
—Daniel Sjölin, Babel

“Bu kitabı okumak ateşten gömlek ama aynı zamanda bir ayrıcalık, umarım hak ettiği başarıyı yakalar. Bu kadar güçlü bir etki bırakan az kitap okudum. İmrendiğim ve takdir ettiğim şey, yazarın gerçeklikle birebir bağlantı kurması. Tüm karmaşasıyla bu korkunç dünyayı gözler önüne seriyor ve insanlığa odaklanıyor. Olayı yaşıyor ve yeniden düşünüyorsunuz.”
—Man Booker Ödüllü Hilary Mantel

“Acımasız denecek kadar gerçekçi bu anlatım, yok edilmiş bu insanları yeniden hatırlatıyor.”
—Scotland on Sunday

Özgün Adı: De fattiga i Łódz
Çeviri Dili: İsveççe
Çevirmen: Elif Scheibe
Tür: Edebiyat - Roman
Sayfa: 672
Etiket Fiyatı: 28.00 TL
Basım Tarihi: Aralık 2013
** MÜJDE :)



Şans kitabı ile gönüllerimiz de taht kuran "KAREN KİNGBURY " bu sefer de BRİDGE (KÖPRÜ ) adlı kitabıyla  Eksik Parça Yayınları'ndan Aralık ayı içerisinde çıkacakmış .

Şahsen ben yazarın bizde çıkan  ilk kitabı Şans'ı  beğenerek okumuştum. Hatta blogta  yorumlar bölümünde kitap hakkında yaptığım yorumu okuyabilirsiniz .


 Epsilon Yayınları etiketiyle çıkan Tracey Garvis Graves'in Ada kitabı , raflarda ki yerini aldı . Hatta  raflar da ki yerini almakla kalmadı.Metrolarda bile karşımız da . Konusu bakımından ilginç ve güzel olan bu kitabı şimdi sizlere  tanıtacağım . Unutmadan kitap Ada serisinin ilk kitabıdır .





Otuzlu yaşlardaki İngilizce Öğretmeni Anna Emerson, Maldivlerdeki bir yazlıkta T.J. Callahan’a özel ders vermesi
 teklif edildiğinde bir an bile tereddüt etmeden bu yaz işini kabul eder.
Kütüphanenin yerine tropik bir adada çalışmayı kim istemez ki? 

Kimse onun fikrini almış olmasa da, T.J.’in şehri terk etmeye hiç niyeti yoktur. 
On yedi yaşında olan T.J, kanseri daha yeni alt etmiştir. Bu dertlerden kurtulduktan sonra ilk yazını ailesiyle değil, 
arkadaşlarıyla beraber geçirmek ister. 
Anna ve T.J. Maldivler’deki yazlık eve doğru yola çıkmışken, bindikleri deniz uçağının pilotu kalp krizi geçirir
ve uçak köpekbalıklarıyla dolu Hint Okyanusu’na çakılır. 

Zorlukla kıyısına vardıkları ıssız adada, ilk düşünceleri hayatta kalmaktır. 
Su, yiyecek, ateş ve barınak bulmak için beraber çalışmak zorunda kalırlar. Günler, haftalara, aylar yıllara dönerken, 
kazazedeler şiddetli tropik fırtınalar, denizin içindeki tehlikeli canlılar ve T.J.’in kanserinin tekrarlama ihtimali de dâhil 
birçok sıkıntıyla karşılaşırlar. 

Ancak en büyük tehlike adada herkesten çok uzakta, iki kişi yaşamaktır. 
T.J. adada bir doğum günü daha kutlarken, Anna da, yavaşça yetişkinliğe adım atan 
bu genç adamla yaşamanın eskisi kadar kolay olamayacağını anlamaya başlar. 




Artemis Yayınları'ndan klâsik bir kitap çıktı , geçtiğimiz günler de . Bu klâsik kitabın adı: "SONSUZA DEK AMBER" . 


 Zamanında filme bir bile uyarlanmış bu kitabı Artemis Yayınları etiketiyle okuyacak olmanın verdiği haz ise paha biçilemez .(Umarım okumak nasip olur ) 



Kathleen Winsor -Sonsuza Dek Amber :

Her şey bu romanla başladı. Amber tarihin en büyük aşk hikâyesini yazdı.

Amber St. Clare, henüz on altısında hamileydi, beş parasızdı ve Londranın tehlikeli sokaklarında tek başınaydı. Ancak keskin zekâsı, gözü karalığı ve dillere destan güzelliği sayesinde Restorasyon Dönemi İngilteresinde bir kadının erişebileceği en yüksek noktaya erişecek; fahişelerin, haydutların ve katillerin arasından sıyrılıp saraya terfi eden bu genç kadın, hem Büyük Vebayı, hem Londra Yangınını yaşayacaktı. En yoksulundan en soylusuna sayısız erkeğin -ve kadının- gönlünü fetheden Amber, daima tek bir adama bağlıydı. En çok sevdiği ve asla elde edemeyeceği o adam, bir mucize kadar uzaktı ona.

Okurken kendinizi kaybedeceğiniz, elinizden bırakamayacağınız bir roman... Yıllarca önce nasılsa, hâlâ aynı sarsıcılıkta müthiş bir hikâye.
-Barbara Taylor Bradford, romanın önsözünden-
(Tanıtım Bülteninden)



Kitabın filminden minik bir video (Lakin Türkçe alt yazılı değildir ) 




                        










Novella Yayınları'da, yayın hayatına merhaba diyen  yepyeni bir yayınevi . Martı Yayınları bünyesinde kurulmuş olan bu yayınevi , romance (romans ) kitaplarla biz okuyucuların karşısında olacakmış.

İlk kitapları ; Debbie Macomber'in Cedar Cove Serisinin İlk Kitabı. Bu seri toplam 12 kitaptan oluşuyor , tabi şimdilik devamı gelir mi   gelmez mi bilemiyorum .

Bizde 2 Aralık 2013 Günü çıkacak ilk kitabın adı ; Deniz Feneri Yolu .

Yayınevine, bu minik blogumdan da başarılar dilerim , yolları açık olsun:)




 


DENİZ FENERİ YOLU :

“Mucizeler Sokağı” serisiyle Türk okurunun beğenisini kazanan Debbie Macomber’dan keyifle okuyacağınız yeni bir seri…

Kendinizi Debbie Macomber’ın büyüleyici kalemine bırakmaya hazır olun…

Deniz Feneri Yolu - Debbie Macomber

Her kadının bir hikâyesi vardır…

Sevgili Okur.
Henüz beni tanımıyorsun. Fakat bu durum birazdan değişecek çünkü seni evime, yaşadığım yere davet ediyor; ailem, arkadaşlarım ve komşularımla tanışmanı istiyorum. Gel hadi, hikâyelerimizi öğren, hatta belki sırlarımızı da…

Yolunuzun kesiştiği her insanın az veya çok hayatınıza bir şey kattığı gerçeğini bilirsiniz. İnsan ilişkileri üzerine özellikle eğilen, hayatın içinden seçtiği olaylardan yola çıkarak yazdığı romanlarıyla geniş kitlelerin beğenisini kazanan Debbie Macomber, bu kez yeni karakterlerin birbirilerine geçmiş hikâyeleriyle karşınıza çıkıyor. Hiç bilmediğiniz ama tanımaktan büyük keyif alacağınız bu insanların yaşamlarına dahil olurken kimi zaman sevinecek, kimi zaman üzülecek, şaşırtıcı olaylara tanık olurken çoğu zaman heyecanlanacaksınız.


“Debbie Macomber’ın, büyüleyici kalemiyle duyguları harekete geçirme konusunda özel bir yeteneği var. ‘Cedar Cove’ serisi bunu bir kez daha doğruluyor.”
Publishers Weekly

“Debbie Macomber’ın yeni serisi ‘Cedar Cove’ için harikulade bir başlangıç. Serinin ilk kitabı Deniz Feneri Yolu’nda karşınıza çıkan karakterlerle dost olmaya, kendinizi onlardan biri gibi hissetmeye hazır olun.”
Reader to Reader

“Gerçek hayattan esinlenerek yazdığı romanlarıyla tanınan Macomber, etkileyici karakterlerden oluşan yeni serisi ‘Cedar Cove’da insan ilişkilerinde yaşanabilecek her tür sorunu aşk, umut ve hoşgörüyle buluştururken
okuru adeta büyülüyor.”
Booklist

416 sayfa - 19 TL

DAĞITIM TARİHİ: 2 ARALIK 2013


Yepyeni bir yayınevi , yayın hayatına merhaba dedi . Hangi  yayınevi mi ? Parodi Yayınları .

Parodi Yayınları , öğrendiğim kadarıyla ; Final grup bünyesinde bir yayınevi yani Final Dağıtım .

Kendilerine şöyle bir soru sordum. Neden yayınevinizin ismi Parodi? Onlar da şöyle bir cevap verdi ; hayat bir parodi, kitap ise ciddi bir iş ancak kitabın hayattan bağımsız olduğunu kim söyleyebilir. Öyleyse, kitap da parodi. Gayet ilginç ve güzel bir yanıt idi, bana göre . Kendilerine yayın hayatında , bu minik blogumdan da başarılar diliyorum. Elimden geldiğince takipçiniz olacağım ee tabi bir de okurunuz . Bol Şans Parodi Yayınları :) Peki Parodi Yayınları , hangi kitapları çıkaracak ? Şimdilik tabi bizi bu kitaplarla buluşturacaklarmış. İçlerinde en çok ilgimi çeken ; Tut Elimi , Babamı Beklerken ve Uzak Ülke adlı kitaplar oldu. ♥
 

TUT ELİMİ : (Nefes Serisi'nin ilk kitabıdır)

Artık azalan nabzımı yok sayamazdım. 
Kalp atışlarım ritmini korumak için mücadele ediyordu. Karanlık her yerimi sardı. 
Kayıp gitmek çok kolaydı sanki; sessizliğe teslim olarak hiçliğin kucağında çözümü bulmak... Bu yere doğru sürükleniyordum. 
Fedakârlığımın anılarına tutunmaya çalıştım sonra.
O sıcaklık, kalp çarpıntıları, Evan'ın gözlerindeki gerçek...
Yaşamak bir seçenek miydi hâlâ? 
Aşkın ve kaybın dengesinde uğruna mücadele edeceğim şeyi aşk belirledi ve eğilip fısıldadı kulağıma: TUT ELİMİ

UZAK ÜLKE : (Seri değildir, tek kitap )
 ilklerin yazı…
Ben Eliza. Eliza Miller. 
Amish toplumunun bir üyesiyim. 
Sizden farklıyım çünkü daha önce hiç pantolon giymedim sizin gibi ya da hiç cep telefonum olmadı. 
Farklıyım çünkü bambaşka bir dünyadan geliyorum.


veda yazı…
Tüm diğer Amishler gibi birbirine sımsıkı bağlı bir aileyiz biz. Fakat daha fazla burada kalamam.
Sizinle tanışmak, sizden biri gibi olmak istiyorum.
Hayatı yaşayarak öğrenmek ve bir seçim yapmak istiyorum.
Ayrılık vakti geldi.
Ayrılıp yeni bir dünyaya yelken açma vakti.

karar yazı…
Josh ile geçirdiğim her saniye, ruhumu büyülü bir müziğin melodisine kaptırmak gibi.
Ama artık bana ayrılan süre doluyor; bir seçim yapmak zorundayım.
Peki yüreğim rüzgârda oradan oraya savrulan bir yaprak gibiyken, gideceğim yönü nasıl belirleyebilirim?

 

ÇÜRÜK VE HARABE : (Benny Imura serisinin ilk kitabı , maalesef Türkçe'sini bilmiyorum)

Yalnızca iki seçeneğiniz var: 

Çalışmak ya da ölene hatta öldürülene kadar aç kalmak.

Zombiler tarafından işgal edilen çorak bir ülke. Kendi yasalarıyla çevrelenmiş küçük bir kasaba. Burada 15 yaşına giren herkes çalışmak zorunda. Çitlerin içinde veya dışında çalışmayanın sonu açlıktır. 
Benny artık 15 yaşındadır. Çalışmak için birçok iş dener ancak bir türlü başarılı olamaz. Abisi Tom'un sürdür
düğü aile mesleği ise ona göre değildir. Fakat çaresiz kalan Benny, bu işi kabul eder. O bir zombi avcısıdır artık. Ancak istemeyerek üstlendiği bu görev, ona bambaşka bir şey öğretir: İnsan olmanın ne demek olduğunu...
Jonathan Maberry'nin zombi cehenneminde kendi yolunu bulmaya çalışan bir gencin olgunlaşma evresini ustalıkla kaleme aldığı eseri Çürük ve Harabe'yi soluksuz okuyacaksınız...


   

BABAMI BEKLERKEN : (Seri değildir, tek kitap)

Bu gece de babamı bekleyerek karşıladım sabahı. Pencereme vuran ay ışığı altında oturup düşündüm uzun uzun. Babamdan hatıra pusulayı elime alıp seslendim gökyüzüne:
"Şu an benim gibi babam da ay ışığının hüznüyle mi meşguldü?"
"O da beni özlüyor muydu benim özlediğim gibi?"
"Biliyorum. Her gidiş mutlaka yanında hüzün taşır ama, bu bizim için değişemez mi baba?"









            
MERLİN:  KAYIP YILLAR (Merlin adlı serinin ilk kitabıdır)

Denesene korkak, diye haykırdı içimden bir ses. Denemelisin!

Ama hemen ardından başka bir ses yanıtladı onu: 
Bir daha asla! 
Geçen sefer gözlerini yitirdin. Bu sefer sıra ruhunda. 
Bir daha asla! 

Göster, diye buyurdu goblin. Yoğunlaşan sise rağmen kol kaslarının hamle yapmak için kasıldığını görebiliyordum. Kılıcını kaldırdı ve Ria'nın boynuna dayadı.
Hâlâ bir şey yapmıyordum.
İşte o anda gittikçe şiddetlenen tuhaf bir rüzgâr ortada duran yaşlı karaağacın dallarını sallamaya başladı. Ağacın çıkardığı sesler çığlık olup yükseldi.
Goblin, başını kaldırdığında kökünden kurtulan ağacın üzerine devrildiğini ancak görebildi ve son duyulan, acı dolu çığlığı oldu.


 

 KAYIP : (Kayıp serisinin ilk kitabıdır)    
  Dikkatli ol Seni almaya geliyorlar.
''Eve gitmem için bana gerekli şifreyi söyle '' dedi. ''Lütfen.''
Bay Hodge başını salladı. Jonah, BGye döndü. Bir saniyelik bir tereddütten sonra BG de başını salladı.
''Seçim yapmak zorundasınız '' dedi. ''Sizin ‘şimdiniz sınırların dışında kaldı. Ya geçmiş ya gelecek seçim sizin ''

On üç yıl önce bir gece nereden geldiği bilinmeyen bir uçak çıkar ortaya... İçinde ne pilot ne de mürettebat vardır sadece otuz altı tane bebek... On üç yıl önce Jonah ve Chip isimli iki bebek de bu uçaktadır. Ve bugün bu iki çocuk aynı anda bir mektup alır. Mektubu açarlar. Tek bir cümle yazmaktadır mektupta Sen kayıplardan birisin.
Bu gizemli mektupla birlikte Jonah Chip ve Jonahın kız kardeşi Katherine geçmişte yaşananları araştırmaya koyulur... Nereden geldiklerini keşfetmeye yönelik onların bu çabası çocukları çok
uzak bir geçmişten bugüne uzanan bir komplonun içine sürükler.
 




 Ejderha Çocuk - Zümrüt Peşinde : (Ejderha Çocuk serisinin ilk kitabıdır )
 Hamar isimli küçük köy, daha önce böylesine bir gürültü ile sarsılmamıştı hiç! Muazzam bir kükreyiş evlerin etrafında yankılanıyor; sıcak bir rüzgâr dar sokaklarda dolaşıyordu. İnsanlar ne olduğunu görmek için aceleyle dışarı çıktı.


  

MASKESİZ BEŞLER - GÜMÜŞ ÖRÜMCEK MAĞAZASINDA:

 
Onlar beş sıkı arkadaş, 
beş gözü kara ve üstelik korkusuz; 
bu sebeple maskesizler. 
Abarttık mı biraz?
Yoo!

Neyse, mevzuya girelim.
Bu bizim beşli, el fenerini denemek için eski gümüş madenine girer.
Ama bu derin ve karanlık maden, Profesör Salivari'nin elindedir.
Bakalım bu beş kafadar, Salivari'nin tehlikeli planını önleyebilecek midir?
(şüpheniz mi var? buyrun öyleyse)








 KORSAN KOMŞULAR:
 Michiel bir gün dışarıdan gelen gürültü patırtıyı işitir. Ne olduğuna bakmak için çıktığında gözlerine inanamaz. Yeni komşuları bir korsan ailesidir
.

16 Kasım 2013 Cumartesi



Aslında bu kitabı İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'ndan  önce okumuştum .Buraya yorumu ancak yazıp gönderiyorum :)

4 Düğün 1 Fiyasko adlı serinin ilk kitabı olan “Düğün Hediyesi “; kapağı , iç kapağı , çevirisi ve yazı puntosuyla dört dörtlük bir kitaptı .Titiz bir çalışmanın ürünü olduğu  belliydi .

Kitap’ta ; Julie adlı bir kadının  bir gün bir eleştirmenin Andrew Kyle ‘ın  verdiği bir puan yüzünden restoranının kapanması  ve bunun akabinde Rose’un Köşkü adlı mekan da bir düğün için  iş bulması  ve bu işi elinden geldiğince  en iyi şekilde yapmaya çalışmak istemesi , fakat hiç beklenmedik bir sürprizle karşılaşması  ve bu sürprizin onun  hayatını değiştirmesini konu alan bu kitabı okurken ,  çok eğlendim.

Kısa  metrajlı  100 dakikalık  bir romantik komedi filmi izliyormuşum hissine kapıldım. Hatta kitabı okurken , konusu biraz daha farklı olan bir film aklıma geldi , başrollerinde Catherine Zeta Jones , Aaron Eckhart ‘ın oynadığı  Aşkın Tarifi filmi ( No Reservations ) .

Kitap zaten çok kalın bir kitap değil , fazla da yorum yazamıyorum , yazabilirim lakin bu sefer detaya kaçmış olurum.Bu da okuyacak kişiler için iyi olmayabilir , hevesleri kursaklarında kalmasın .

Aynı zaman da kitaptan alınabilecek  nasihatler de mevcut .

Kısacası ben bu kitabı beğendim . Okumak isteyenlere tavsiye ederim .

Son olarakta , bu kitabı bizlerle buluşturduğu için ARKADYA YAYINLARI’NA  çok teşekkür ediyorum.Devamını da  bekliyor olacağım .Kitaba da bir puan verecek olursam 10 üzerinden 8 puan verirdim .



Yabancı Yayınları'ndan  çıkmış olan Jamie Mcguire'nin  Araf adlı kitabından  minik bir alıntı çalışması .. ;)













Destek Yayınları'ndan çıkmış olan Ahmet Batman'ın Soğuk Kahve adlı kitabından  minik alıntı(lar) çalışması