Yazılarımız E-Mail Adresinize Gelsin

19 Şubat 2013 Salı



SEVGİLİ YAZAR " CANAN TAN " İMZA MACERALARINI VATAN KİTABA ANLATMIŞ .


İmza sırasında bedenimdeki kasılmaları, tutulmaları, uyuşmaları; parmaklarımdaki sızıyı hissetmiyorum bile. Okurlarımın gözlerindeki sıcaklık olağanüstü bir güç veriyor bana. Sonrasında ufak tefek sıkıntılar oluyor ama yaşadığım güzelliklerin yanında, söz etmeye değer bulmuyorum hiçbirini.

Bağımsız aday olsam kazanırmışım canan tan Süre bittiği halde kuyruklar tükenmiyor İskender pala İlk imza günümü 1996 Ekim ayında, İstanbul Kitap Fuarı'nda, İnkılap Kitabevi standında yapmıştım. Tek kitap vardı elimde. Aziz Nesin ödüllü bir mizah öyküleri kitabı: "İster Mor, İster Mavi".
Kaç kişinin katıldığını hatırlayamıyorum ama az sayıda imza attığımı söyleyebilirim. Ancak, ilk kitap heyecanı öylesine güçlüydü ki, her bir imza bine katlanıyor ve bana kelimelerle ifade edilemeyecek bir mutluluk veriyordu.


Son yıllarda bütün imza günlerim, özellikle de kitap fuarlarında ve Anadolu'nun değişik kentlerindeki üniversite etkinliklerinde gerçekleşenler, son derece yoğun geçiyor. Belli bir sayı vermek mümkün değil. Şu kadarını söyleyebilirim: Malatya'daki, sekiz saati bulan 2012 Kitap Fuarı imzasında, "Buradan bağımsız aday olsanız kazanırsınız" demişti Malatyalılar.
Soyadımı kullanmam imzalarımda.
"Canan" demek yetiyor.
Ne kadar kalabalık olursa olsun, her kitaba farklı bir şeyler yazma çabasındayım. O kadar saat imza kuyruğunda beklemiş okurlarım özel ilgiyi fazlasıyla hak ediyorlar.
Kimselere açamadıkları sırlarını benimle paylaşmaya çalışanlar, çektirdiğimiz tek kare fotoğrafla mutlu olanlar, kuyruklarda yaşanan sıra kavgaları... İçlerinden birini sizinle paylaşayım: Gene Malatya. Dışarıda şiddetli bir yağmur var. Saçları beline kadar uzun genç bir kız, "Yağmurda sırılsıklam ıslandım, saçlarımın ucundan sular süzülüyordu geldiğimde. Üç saattir kuyruktayım, burada kurudu saçım" dedi. Yüzündeki mutluluk ifadesi hâlâ gözlerimin önünde.
Arka arkaya iki ya da üç gün imzamın olduğu kitap fuarlarında, elimden geldiğince dinlenmeye ve ertesi gün için güç toplamaya çalışıyorum.

İlk imza gününüze hatırlayabildiğim kadarıyla yüze yakın kişi katılmıştı ve yıl 1990 idi.
Her imza günüm yoğun geçiyor, süre tükendiği halde kuyruklar tükenmiyor.
Özel bir imza atma şeklim yok.
İthaflarda iki şeye dikkat ediyorum.
Kitabınım adım içeren bir cümle olması. Okuyucunun yaşma ve konumuna uygun bir cümle olması.
Kuyrukta iki saat beklemenin yorgunluğuyla karşıma gelen ve yine de gülümseyerek konuşan her okuyucumun yüzü bana ilginç ve sevecen gelir.
İmza gününden sonra fiziksel bir ağrı çektiğim oluyor. Elimde ve boynumda iki veya üç gün süren ağrılar mutlaka olur.

Eğer üst üste imza günüm varsa, ne olursa olsun, gülümsemeyi kendime telkin ederek hazırlanırım.
Arkadaşımla karşılaşınca çok heyecanlandım müge ipüKçi İlk imza günüme yaklaşık 20 kişi katılmıştı.
En yoğun imza günüm yıllar önce Adapazan'ndaki bir okul buluşmasıydı. 200-250 civarında okurum katılmıştı.
Adımın dört harfini el yazısı olarak yazarak imzamı atıyorum.
Özel bir şey yazıyor muyum?
Sanırım evet, özellikle gençler için imzaladıklarımı çok daha samimi sözcüklerle imzalıyorum. Yetişkinlere bir parça daha mesafeli.

Mephisto Kitapevi'nde "Civan"! imzalarken liseden arkadaşım Ufuk Uğur yıllar sonra eşiyle karşıma çıktığında çok şaşırmış ve sevinmiştim. Zaman tünelinden geçmek gibiydi. Bunun dışında çocuk ve gençlerle inanılmaz güzellikte imza günlerim oluyor. Neşeli, dinamik, gencecik...
Gençlerle olan imza günlerinde, fiziksel olarak ağrı çektiğim oluyor, evet. Çok sayıda imza oluyor ve çok tatlı sohbetler yapıyoruz. Günün sonu, bu yüzden çok keyifli bir yorgunlıık demek oluyor.
İlk imzama üç kişi geldi ikisi yoldan geçerken uğradı emrah serbes Behzat Ç. romanı ilk çıktığında imza gününe çağırdılar, üç kişi geldi. İkisi yoldan geçerken uğramış. Sadece bir kişi arayıp tarayıp bulmuş kitabevini. Yarın öbür gün Behzat Ç. biter, beni yine unuturlar. O bir kişi gelip beni yine bulur diye umuyorum.

KAYNAK :http://www.altinkitaplar.com.tr/haber/canan-tan-imza-maceralarini-vatan-kitapa-anlatti/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder