Yazılarımız E-Mail Adresinize Gelsin

31 Ocak 2013 Perşembe





NAŞİDE GÖKBUDAK :


Hüviyet cüzdanıma göre 01/01/ 1936 yılında, ailemin kaydına göre 23 Eylül 1937 de bağ bozumu mevsiminde  Elâzığ’ın Perçenç (Şimdiki Akçakiraz ) köyünde doğmuşum. Hüviyet cüzdanındaki kayıtlara bakılırsa, bütün köy çocukları, Noel Baba tarafından yeni yılın ilk ayında getirilmişti. Aslında o devirde Noel Baba doğu illerine hiç uğramazdı. Nasıl olmuşsa olmuş. Ben de pek anlayamadım. Henüz bebekken şehir merkezine taşınmışız. Köyü ve toprağı bırakan babam, başka bir mesleği de olmadığından, bizleri çok zor şartlarda büyüttü. Tabii anneminde yardımı ve desteği ile. Bize veremedikleri ekonomik rahatlığı, sevgi ve ilgileri ile veriyorlardı.  Daha küçük yaşlarda , kendimi güzel ifade etmemle dikkati çekiyordum.

Orta okul ve lise boyunca, Türkçe ve Edebiyat öğretmenlerimin gözdeleri olmuştum. Okul gazetesinde , mahalli gazetelerde yazılarım çıkıyor, yazı göndermem için boş sütunlar bırakıyorlardı. Lise Edebiyat  öğretmenim tarafından  “KÜÇÜK HALİDE EDİP” diye isimlendirilmiştim. Lise çağlarında şiir yazmaya başlamıştım. İdealim, Siyaset bilimi okumak ve tabii roman  yazmaktı. Ekonomik sebeplerden dolayı bunu başaramadım. Hukuk fakültesine girdim. Ama yine aynı sebeplerden ve şartların daha da ağırlaşmasından dolayı, fakülteyi bitiremedim. Evlenmiş, iki kız çocuğu sahibi olmuştum. Eşim bazı konularda çok açık fikirli, bazı konularda da tuhaf bir tutuculuk içindeydi. Bu baskıya, çocuklarımı istediğim gibi yetiştirmek gayreti de eklenince, kendi ideallerimi bir tarafa bırakmak zorunda kaldım. Çocuklarımı ve torunlarımı büyüttükten sonra, bir karmaşa içinde uçarak geçtiğim senelere göz attım. Kendim için hiçbir şey yapmamıştım. Ve yazmaya, her şeye rağmen yazmaya karar verdim. Yaşım 65 idi. Ne kadar zamanım olacaktı? Bunu bilemiyordum. Ama yazacaktım. (Gerçi daha evvel gizlice yazdığım ama yayınlatmadığım bir romanım vardı. İlk romanımın belli bir çizgiyi tutturmasını ve edebiyatta bir yeri olmasını istiyordum) Böyle bir roman için hikâyem de hazırdı. Yaşanmış çok güzel bir hikâye, tarihi zaman, sosyal olaylar açısından da çok özel ve çok güzeldi. Bana da en güzel şekilde anlatmak düşüyordu.

Böylece ilk romanım SIDIKA HANIM’ı yazdım. Çok ses getirdi. Bu konuda söz sahibi olacak, bir çok kişinin iddiasına göre, “yabancı ve yerli tüm romanlar arasında ilk on sıranın içinde” yorumu yapıldı. O günden beri hızla yazmaya devam ediyorum. Kaybettiğim zamanı telafi etmek, biriktirdiğim hikâyeleri ve tecrübelerimin bana verdiği dersi, tüm dünya ile paylaşmak için.
İki kızım üç torunum var. Eşimi kaybettim. Tek başımayım ama yalnız değilim. Yarattığım roman kahramanları ile , geniş bir çevrem var. Beni anlıyorlar. Ben de onları anlıyorum ve seviyorum.

1 yorum:

  1. Benim okuduğum romanları ; Sıdıka Hanım ,Asıl Adı Atiye , Şelale'nin Bez Bebeği ,Neredesin Şelale?, Feraye,Küpe Çiçeği,Sırma'nın Günlüğü .

    YanıtlaSil